Anayasa Mahkemesi 2 Şubat 2017 tarih ve 2014/1546 başvuru numaralı kararında, kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine bozulması nedeniyle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Başvurucuların müşterek maliki olduğu, taşınmazın bulunduğu sokak, İsrail Büyükelçiliği’nin güvenliğinin sağlanması amacıyla Ankara Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (“UKOME”) 15 Mart 2001 tarihli kararıyla yaya ve araç trafiğine kapatılmıştır.

Bölge sakinlerinin başvurusu üzerine, UKOME Genel Kurulu bu hususun Ankara Valiliği’ne danışılmasına karar vermiştir. Ankara Valiliği ise, engel ve bariyerlerin kaldırılmasının güvenlik açısından zafiyet yaratacağı görüşünü vermiştir. Bunun üzerine UKOME Genel Kurulu, engel ve bariyerlerin bulundukları yerde bırakılmasına karar vermiştir.

Başvurucular tarafından, UKOME’nin 26 Mayıs 2006 tarihli işlemi ve bu işlemin dayanağını oluşturan Valilik kararının iptali istemiyle İdare Mahkemesinde dava açılmıştır. Mahkeme tarafından işlemin iptaline karar verilmiş olsa da davalı idarece temyiz edilmesi üzerine, söz konusu karar Danıştay tarafından bozulmuştur.

Bunun üzerine başvurucular tarafından iş yeri olarak kiraya verilen taşınmazın bulunduğu sokak yaya ve araç trafiğine kapatıldığı için kira gelirinin azalmış olması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunulmuştur.

Anayasa Mahkemesi ise başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vererek, dosyanın sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İdare Mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir. Mahkemeye göre:

  • Kira gelirinin düşmesi nedeniyle kiralanan taşınmazdan elde edilen ekonomik değerin azalmış olması başvuruculara külfet yüklemektedir ve Anayasa’da yer alan “orantılılık ilkesi” uyarınca telafi edilmelidir.
  • Anayasa’nın 35. maddesinde güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, kanuni dayanağı bulunan ve hukuka uygun olan müdahalelerde dahi malikin menfaatini dengeleyici bir takım imkânların getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Malikin menfaatinin korunması amacı, somut olayın koşulları çerçevesinde tazminat ödenmesini içerebilmektedir.
  • Tazminat ödenmesinin kusur şartına tabi kılınması, Anayasa’nın 35. maddesinin gereği olan orantılılık denetiminin yapılmasını engellemektedir. Zira idarenin, nimetleri tüm toplum tarafından paylaşılan hukuka uygun eylem ve işlemlerinin külfetlerinin belli kişi veya kişiler üzerinde kalmaması, bu kişilerin uğradıkları zararların idarenin bir kusuru olmasa dahi tazmin edilmesi gerekmektedir.
  • Mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin orantılı olması için, somut olayda, kamu yararı amacı ile malikin mülkiyet hakkı arasında makul dengenin korunması gerekmektedir.

Bu linke tıklayarak Anayasa Mahkemesi’nin kararının tam metnine ulaşabilirsiniz.