Anayasa Mahkemesi yakın tarihli bir kararıyla langırt yasağının demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmadığına karar vererek Türkiye’de langırt yasağını düzenleyen kanun hükmünü iptal etti. Mahkeme, yasağın 1960’larda o zamanın sosyal şartları sebebiyle getirildiğini ve bugünün şartlarında böyle bir yasağın hakkaniyet ve adalet ilkeleriyle bağdaşmadığını da belirtti.

Anayasa Mahkemesi 23.12.2015 tarih ve 2015/58 E., 2015/117 K. sayılı kararıyla (“Karar”), 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’un (“Kanun”) el becerisine dayanarak oynanan langırt makinesini, herhangi bir kazanç kastıyla oynanmasa dahi, bulundurma, çalıştırma, yurda sokma veya imal etme yasağının iptaline karar vermiştir.

Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi görmekte olduğu bir davada; sanıklar hakkında, işyerinde langırt makinesi bulundurmak suçundan dolayı açılan kamu davasını incelerken Kanun’un 1. maddesinde yer alan umuma mahsus veya umuma açık yerlerde kazanç kastiyle oynanmasa dahi langırt ve benzeri oyun makineleri bulundurmayı, çalıştırmayı, yurda sokmayı ve imal etmeyi yasaklayan 1. fıkrası ile bu yasağa aykırı hareketlerin hapis ve adli para cezası ile cezalandırılması öngören 2. fıkrasının adil ve hakkaniyete uygun olmadığına karar vererek ilgili yasağın iptalini Anayasa Mahkemesi’nden talep etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, Mahkeme’nin talebini hukuk devleti gereklilikleri kapsamında incelemiş ve;

  • Hukuk devletinde kanun koyucunun Anayasa’nın temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla suç ve cezalar bakımından takdir yetkisine sahip olduğu,
  • Kanun’un gerekçesinden yasağın sebebinin dönemin -1960’ların- sosyal koşulları temel alınarak hazırlandığını,
  • Günümüzde teknolojik gelişmelere paralel olarak zeka geliştirici ve yeteneğe dayalı oyunların eğlence amaçlı oynandığını,
  • 2557 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 7. Maddesi uyarınca, kumar ve kazanç maksadı yoksa bu nitelikteki oyunların yer aldığı işletmelerin idareden ruhsat alabildiğini,
  • Kumar oynamanın artık Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmediği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda kabahat olarak tanımlandığını,
  • Bu oyunun bulunduğu işletmelerin devletin denetim ve idaresinde işletildiğini, ve
  • Hukuk düzeninde tanımlanan yasağın hukuk devleti ilkelerine aykırı olması halinde, buna bağlanan yaptırımın da Anayasa’ya aykırı olacağını belirtmiştir.

Bu linke tıklayarak Anayasa Mahkemesi kararının tam metnine ulaşabilirsiniz.