Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin (“Yargıtay”) 31.12.2012 tarihli E. 2012/23578 ve K. 2012/23992 sayılı kararına ilişkin yapılan bireysel başvuru hakkındaki kararı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, işçinin işe iade davasını kabul eden yerel mahkeme kararını ortadan kaldıran Yargıtay kararının gerekçesiz olması nedeniyle âdil yargılanma hakkını ihlâl ettiği sonucuna varmıştır.

İlgili Anayasa Mahkemesi kararına göre; mahkeme kararları aşağıdaki unsurları içermelidir:

  • mahkeme kararlarına dayanak oluşturan maddi olguların nasıl nitelendirildiği,
  • kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuki düzenlemelere dayandırıldığı ve
  • maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı.

Anayasa Mahkemesi, tarafların yanıt verilmesini gerektiren usul ve esasa ilişkin iddia ve savunmalarına mahkemece cevap verilmemesinin de adil yargılanma hakkının ihlâline neden olabileceğini belirtmiştir.

Başvurucu tarafından açılan işe iade davasında, işverence İzmir ilinde iş yükünün azaldığı ve dolayısıyla işgücü fazlasının ortaya çıktığı gerekçesiyle iş sözleşmesi feshedilmiştir. Başvurucu, feshin geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürülerek işe iadesi talep edilmiştir.

Yerel mahkeme, davacının talebini haklı bulmuş ve fesih nedeninin geçersiz olduğuna karar vermiştir. Buna karşın davalı tarafından temyiz yoluna başvurulan davada Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak ortadan kaldırmış ve ayrıca yerel mahkemenin yerine geçerek davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi, belirtilen gerekçelerle kararı yeniden yargılama yapılmak üzere Yargıtay’a geri göndermiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin oyçokluğu ile alınan bu kararında karşı oy yazısı sunan hakimler ise; bariz bir takdir hatası ve keyfilik tespit edilmediği sürece, ilke olarak Anayasa Mahkemesi’nin maddi olay ve delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile ilgili bir değerlendirme yapmaması ve aynı zamanda ilgili mahkeme kararının âdil olup olmadığına ilişkin bir tespit yapmaması gerektiğini vurgulamışlardır.

Bu linke tıklayarak Anayasa Mahkemesi’nin kararının tam metnine ulaşabilirsiniz.