Avrupa Birliği’nde Sahteciliğe İlişkin 2015 yılı Durum Raporu’nda, Türkiye’deki faaliyetler ve onların etkileri de dâhil olmak üzere, bölgesel sahtecilik faaliyetleri eğilimlerine de değinilmiştir. Rapor, kamu sektörü olduğu kadar özel sektör anketlerinden yola çıkılarak, Avrupa Polis Ofisi ve İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi işbirliği ve Avrupa İhlal ve Fikri Mülkiyet Hakları Gözlemevi aracılığıyla gerçekleştirilen proje neticesinde hazırlanmıştır.

2015 Raporu’nda bulunan önemli noktalar aşağıdaki gibidir:

  • Sahtecilik, tüketiciler ve işletmeler nezdinde, özellikle doğrudan organize finansal suçlarda, zarara sebep olmaktadır.
  • Sahtecilikte başlıca kaynak ülkeler Çin, Hindistan, Mısır, Gana, Kore, Fas, Yunanistan, Malezya ve Türkiye olarak sıralanmıştır.
  • Çin sahte ürünlerin üçte ikisinden fazlasını sağlayarak sahtecilik faaliyetlerine ana kaynak olma özelliğini sürdürmektedir.
  • Bazı ülkeler belirli ürünlere İlişkin olarak sahtecilik faaliyetlerinde ilk sıralarda yer almaktadırlar:
    • Hindistan ilaçlara,
    • Mısır, gıda ürünlerine,
    • Türkiye ise parfüm ve kozmetik ürünlerine yönelik olarak sahtecilik faaliyetlerinde ilk sıralarda yer almaktadır.
  • Türkiye parfüm ve kozmetik alanında sahtecilikte %52’lik bir orana sahiptir.
  • Avrupa Vergilendirme ve Gümrük Komisyon Müdürlüğü, Türkiye kaynaklı olup Gümrük Ofisleri tarafından el konulan parfüm ve kozmetik ürünlerinin toplam değerinin 2013 yılında 26.1 milyon Euro olarak tespit edildiğini raporlamıştır.
  • Türkiye’nin Avrupa’daki sahte gıda dolaşımında da önemli bir rolü olduğu belirtilmiştir.
  • Avrupa’da faaliyet gösteren Belçika, Hollanda ve Almanya kökenli organize suç örgütlerinin Türkiye ile sıkı bağlantı (kültürel ve dilsel olarak) içerisinde bulunmaktadır.
  • Sahte ürünlerin Avrupa Birliği’ne geçişi İstanbul veya Köstence’de yer alan limanlar yoluyla kolaylaştırılmaktadır.
  • Sahte ürünlerin dolaşımı için İstanbul’un bir giriş noktası olarak kullanıldığı ve Bulgaristan ve Romanya karayolu güzergâhının tercih edildiği vurgulanmıştır.
  • Rapor kapsamında üzerinde çalışılması gereken önemli görülen hususlar;
    • Tedarik zincirinde serbest ticaret bölgeleri açısından ürünlerin müstakil parçalar halinde gönderilmesi ve sonradan birleştirilmesi,
    • Küçük ve orta ölçekli işletmelerin kaynak yetersizliği,
    • Araştırma imkânlarının yetersizliği,
    • E-ticarette işlem ve reklam verenlerin maliyet hususunda işbirliğinin eksikliği,
    • Tüketici nezdinde farkındalığın son derece düşük olması ve
    • Araştırmacı, savcı ve hâkimlerin konuya ilişkin olarak eğitime tabi tutulmasıdır.

Rapor metninin tümüne İngilizce olarak bu linkten ulaşabilirsiniz.