Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”), 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) 5. maddesi kapsamında yapılacak mutlak ret sebeplerine ilişkin yeni Marka İnceleme Kılavuzu’nu yayımladı. 2011’den bu yana uygulamada olan kılavuzu SMK uyarınca güncelleştiren yeni kılavuz ile marka başvurularına ilişkin verilen kararlarda uyum sağlanması amaçlanmaktadır.

2011’de hazırlanan Marka İnceleme Kılavuzu, mutlak ret nedenlerinin yanı sıra yayıma itiraza ilişkin nispi ret sebeplerini de incelemekteydi. Güncellenen kılavuzda ise yalnızca mutlak ret sebeplerine ilişkin incelemeye yer verildi; bununla beraber önümüzdeki günlerde nispi ret nedenlerinin incelendiği güncel bir kılavuzun yayımlanıp yayımlanmayacağı hususu henüz soru işareti taşımaktadır.

İlk kez SMK ile açık şekilde düzenlenen ses, hareket, pozisyon, koku ve tat gibi geleneksel olmayan markaların tescili için gerekli kriterlerin yanı sıra başvuru sırasında sunulacak bilgi ve belgeler de kılavuz kapsamında detaylıca yer almaktadır. Açıklanan temel hususlar şöyledir:

  • Hareket markalarına yönelik olarak yapılacak başvuru sırasında, hareketi gösteren bir elektronik kayıt veya numaralandırılmış ya da sıralamayı açıklayan bir anlatımın eklendiği hareketi gösteren bir görüntü dizisi sunulması gerektiği açıklığa kavuşturulmuştur.
  • Pozisyon markalarına yönelik yapılacak başvurularda da koruma talep edilen pozisyonun tescilin korumasına girmeyen unsurlarının, kesik çizgiyle işaretlenerek gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda; örneğin, bir ayakkabı üzerindeki pozisyon markasını gösteren marka başvurusu yalnızca ayak giysileri bakımından kabul edilecek bunun dışında —örneğin giysiler bakımından— reddi gerekecektir.
  • Koku ve tat markaları bakımından, mevcut teknolojinin sicilde açık ve kesin şekilde gösterilebilme şartını yerine getirmeye müsaade etmediği belirtilmektedir. Bu anlamda tat ve koku markalarının TÜRKPATENT nezdinde tesciline cevaz verilemeyeceği sonucunu çıkarmak mümkündür.

Bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi şartlarından biri olan ayırt edicilik hususu da kılavuzda oldukça ayrıntılı olarak işlenmiştir. Ayırt ediciliğin belirlenmesi kapsamında yapılacak incelemenin tescili talep edilen mal ve hizmetler açısından, başvuruya konu işaretin bir bütün olarak incelenerek ve ilgili tüketicinin algısı da göz önüne alınarak yapılmasının altı çizilmiştir.

Güncellenen kılavuzda konular daha fazla başlık altında incelenerek örnek sayısı da arttırılmıştır. Bu kapsamda, başta aşağıdaki konular olmak üzere, markaların tescil edilebilirliği ve özellikle ayırt edicilik konularında mevcut tartışma konularına ilişkin pek çok örneğe yer verilmiştir.

  • Tek renkten veya renk kombinasyonlarından oluşan markaların ayırt edici niteliği,
  • Tek harften veya rakamdan oluşan marka başvurularının ayırt edici niteliği,
  • Yabancı dilde tanımlayıcı olan bir kelimenin tescil edilebilirliği,
  • Aynı kelimenin farklı dillerdeki varyasyonlarını içeren kelime kombinasyonlarının ayırt ediciliği,
  • “MY”, “WORLD, “EASY”, “PLUS”, “SMART” gibi birtakım ayırt ediciliği düşük ibareleri içeren marka başvurularının tescil edilebilirliği,
  • “Multi”, “Ulti”, “Süper” gibi sözcüklerin bir marka başvurusuna kattığı ayırt edicilik,
  • Coğrafi yer adını tek veya farklı kelime kombinasyonları ile içeren marka başvurularının tescil edilebilirliği.

Mutlak ret gerekçelerine ilişkin olarak altı çizilen bir husus da başka bir marka gerekçe gösterilerek verilen ret kararları hariç olmak üzere, müktesep hak iddialarının ret gerekçelerini ortadan kaldırmayacağıdır. Örneğin, ayırt ediciliği haiz olmayan bir ibareye ilişkin tescili bulunan bir marka sahibi aynı ibare için tekrar başvuruda bulunursa bu marka başvurusu reddedilecektir.

Kılavuzda, yukarıda bahsi geçen konu başlıkları, emsal mahkeme ve TÜRKPATENT kararları ile Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi ve başta Avrupa Birliği Adalet Divanı olmak üzere Avrupa Birliği mahkemeleri kararları ile desteklenmek suretiyle ele alınmıştır. 

Metnin paydaşların katkılarıyla hazırlandığını belirten TÜRKPATENT, ihtiyaç oldukça ve rutin aralıklarla genel ilkelere ve özel durumlara ilişkin yeni değerlendirmelerin de kılavuza dahil edilmesinin hedeflediğini duyurmuştur.

Konuya ilişkin duyuruya bu linkten erişebilirsiniz.