Anayasa Mahkemesi Kararı (“Karar”) 20 Mayıs 2024 tarihli ve 32551 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı. Karar, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“Kanun”) 155. maddesindeki “… tecavüz davasında sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” cümlesinin Anayasa’nın 2., 10., 11., 35. ve 36. maddeleri bakımından değerlendirilmesini içermektedir. İlgili madde; daha sonraki bir tarihte tescil edilmiş marka, patent veya tasarım hakkı sahibinin, kendisinden önce rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahipleri tarafından açılan tecavüz davalarında, kendi sınai mülkiyet hakkını hukuka uygunluk sebebi ve savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceğini düzenlemektedir. Tecavüz davası, sınai mülkiyet haklarının (marka, patent, tasarım hakları) ihlal edildiği durumlarda açılan bir dava türüdür. Bu haklara tecavüz sayılan fiiller Kanun’un 29., 81. ve 141. maddelerinde yer almaktadır. İlgili düzenlemenin iptali için yapılan başvurunun gerekçesi; tescilden kaynaklanan sınai mülkiyet hakkının savunma gerekçesi olarak ileri sürülememesinin mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyetine aykırılık oluşturduğu, kuralın eşitlik ilkesi ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığına dayanmaktadır. Kararda özetle; temel hakların sınırlanmasının kanun ile getirilmesi gerektiği kuralının yanı sıra, bu kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerektiği değinilmiştir. Bu kapsamda ilgili düzenlemenin bu nitelikleri karşıladığı gerekçesiyle maddenin Anayasa’ya uygun olduğuna karar vermiştir. Karar’ın tam metnine bu bağlantıdan erişebilirsiniz. |