Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ağı (“ABFMA”) kötü niyetle yapılan marka başvurularına ilişkin Ortak Uygulama Tebliğini (“CP13”) yayınlamıştır. CP13 bir rehber niteliğinde olup, üye devletlerin Fikri Mülkiyet Ofisleri de dahil olmak üzere ilgili kurumların kötü niyeti değerlendirirken yeknesak ve öngörülebilir bir sonuca ulaşmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.

Belge, üye devletlerin Fikri Mülkiyet Ofisleri tarafından 3 aylık uygulama döneminin başlangıcı olan 22 Mart 2024 tarihinde Ortak Tebliğ’in yayınlanmasıyla kamuoyuna sunulmuştur.

CP13 marka başvurularında kötü niyetin değerlendirilmesine ilişkin ortak faktörler üzerinde bir anlaşma içermekte ve aşağıdakileri kapsamaktadır:

1-     Başlangıç bölümü, bir marka başvurusunda bulunurken başvuru sahibinin kötü niyetli olup olmadığını değerlendirirken önemli olan bazı temel kavramlara ilişkin ortak anlayışları içermektedir. Özellikle, Ortak Uygulama ilkelerinin uyumlu ve tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve bu kavramların nasıl anlaşılması gerektiği konusunda ortak rehberlik sağlamak amacıyla geliştirilen ‘başvuru sahibi’, ‘talep sahibi’, ‘önceki hak’ ve ‘ itiraz konusu marka’ terimlerinin ortak anlayışlarını özetlemektedir.

2-     Bir sonraki bölüm, kötü niyetin kapsamlı olmayan iki yönü arasında ayrım yapmaya devam etmektedir: (1) üçüncü tarafın haklarının kötüye kullanılması: başvuru sahibinin belirli bir üçüncü tarafın menfaatlerini hedef alması; ve (2) marka sisteminin kötüye kullanılması: belirli bir üçüncü taraf hedef alınmasa bile, başvuru sahibinin ihtilaflı marka için bir markanın temel işlevleri kapsamına giren amaçlar dışında başvuruda bulunması. Her bir yönün açıklanmasının ardından, uyuşmazlığın kendine özgü gerçekleri ışığında kötü niyetin tespit edilmediği bazı uyuşmazlık örnekleri de dahil olmak üzere, içtihattan açıklayıcı örnekler verilmektedir.

3-     Sonraki bölüm, marka başvurularında kötü niyetin değerlendirilmesine ilişkin genel kuralları belirlemektedir. İlk alt bölüm, aksi ispat edilene kadar başvuru sahibinin iyi niyetli olduğuna dair bir karine bulunduğunu ve kötü niyet davalarında ilk ispat yükünün talep eden tarafta olduğunu tevsik etmektedir.  İkinci alt bölüm, kötü niyetin olup olmadığının belirlenmesi için ilgili zaman noktasına ilişkin rehberlik sağlamaktadır ki bu, tescil başvurusunun yapıldığı zamandır. Son alt bölüm ise kötü niyete dayalı uyuşmazlıklarda ‘başvuru sahibi’ konusunu ele almaktadır.

4-     Marka Başvurularında Kötü Niyetin Değerlendirilmesi İçin Ortak Faktörler başlıklı kapsamlı bölüm ise başvuru sahibinin dürüst olmayan niyeti, yani zorunlu faktör ile diğer ihtiyari faktörleri tanımlamaktadır.

5-     ‘Marka başvurularında kötü niyet senaryoları’ başlıklı bir sonraki bölüm, başvuru sahibinin kötü niyetli olduğu sonucuna varmak için çeşitli faktörlerin (kötü niyetin değerlendirilmesiyle ilgili) ortaya çıkması ve etkileşime girmesi gereken somut olaylara atıfta bulunmaktadır.

6-     Son olarak, son bölüm kötü niyet nedeniyle ret/iptalin kapsamına ilişkin rehberlik sağlamaktadır. Kötü niyetin, genel olarak, itiraz konusu markanın başvurulduğu veya tescil edildiği tüm mallar ve/veya hizmetler açısından mevcut olacağını ifade etmektedir.

CP13, son iki yılda ABFMA paydaşlarının istişareleri ve katkıları sonucunda ortaya çıkmıştır.  Üye ülkelerin Fikri Mülkiyet Ofisleri, EUIPO ve Kullanıcı Birliklerinden uzmanlardan oluşan Çalışma Grubu, belgenin hazırlanmasında merkezi bir rol oynamıştır.

CP13 ABFMA web sitesindeki bağlantıdan 23 AB dilinde ulaşılabilir.