Rekabet Kurulu’nca 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği tespit edilen bankalar aleyhinde rekabet hukuku ihlalinden doğan zararın 3 katı oranında tazminata hükmedilmesine ilişkin olarak ikame edilmiş davanın tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklandığına karar verilmiş olup, bu çerçevede asliye ticaret mahkemeleri yerine tüketici mahkemelerinin görevli olduğuna hükmedilmiştir.
Söz konusu yargılama çerçevesinde Ankara 9. Tüketici Mahkemesi nezdinde açılan davada davacı tarafından
- Rekabet Kurulu’nun ilgili kararları uyarınca Türkiye’de faaliyet gösteren 13 bankanın kendi aralarında mevduat, kredi kartı ve kredi hizmetleri konusunda rekabet hukukuna aykırı bir anlaşma içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerinin belirlendiği,
- Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. maddesi uyarınca bankaların aralarında anlaşması sonucu belirtilen ihlallerden dolayı zarar görenlerin her türlü zararını karşılamakla yükümlü bulundukları,
- Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 58. maddesi uyarınca uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların 3 katı oranında tazminata hükmedileceğinin belirtildiği
ileri sürülmüş olup
- Fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 2007-2011 seneleri arasında davalı bankadan kullandığı krediler, aldığı hizmetler ve kredi kartları için rekabet hukuku ihlali olmasaydı ödeyeceği bedeller ile gerçekte ödemiş olduğu bedeller arasındaki farkın tespit edilerek 3 katı oranında iade edilmek üzere 3.300 Türk Lirası’nın davalı bankadan tahsili
talep edilmiştir.
Ankara 9. Tüketici Mahkemesi’nce yapılan ilk derece yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Ankara 9. Tüketici Mahkemesi’nin görevsizliğe ilişkin hükmü davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bu kapsamda Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
- 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 3. maddesi uyarınca; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işleminin ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemini ifade ettiği,
- Kanun’un 73. maddesi gereğince Kanun’un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü,
- Bir hukuki işlemin sadece Kanun’da düzenlenmiş olmasının tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmediği,
- Bir hukuki işlemin Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerektiği,
hususlarının altı çizilmiş olup, somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki tüketici kredisi sözleşmelerinden kaynaklanması nedeniyle söz konusu sözleşme ilişkisinin Kanun kapsamında kaldığına kanaat getirilmiştir.
Bu çerçevede taraflar arasındaki uyuşmazlığın Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğuna hükmedilmiş olup, Ankara 9. Tüketici Mahkemesi’nin görevsizlik kararı bozulmuştur.
Referans Yargıtay Kararı: Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/12718E., 2016/18811 K. sayılı ve 19 Ekim 2016 tarihli kararı.