İş hukuku kaynaklı uyuşmazlıklarda uzun süredir beklenen zorunlu arabuluculuk kurumunun düzenlendiği 7306 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“7306 sayılı Kanun”) 25 Ekim 2017 tarihinde 30221 sayılı Remi Gazete’de yayınlandı. Kanun ile birlikte 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“Mülga Kanun”) yürürlükten kaldırılmış oldu.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca ihtiyari arabuluculuk kurumu hukuk düzenimizde yer almakla birlikte, “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu ilk defa 7306 sayılı Kanun ile birlikte hukukumuza girmekte ve yine 7306 sayılı Kanun’da belirtilen hükümler çerçevesinde bir takım iş hukuku kaynaklı uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurulması bir zorunluluk olarak öngörülmektedir.
7306 sayılı Kanun’da; hangi uyuşmazlıklar bakımından arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu, arabuluculuk sürecinde tarafların tutumlarının yargılama giderlerine etkisi, hangi uyuşmazlıklar sonucu verilen kararların temyiz edilemeyeceği gibi pek çok konunun düzenlendiği görülmektedir.
7306 sayılı Kanun’a göre;
- İş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı tazminatı davaları ile
- İşe iade talebiyle açılan davalar
bakımından arabulucuya başvurmuş olmak dava şartı olarak düzenlenmiştir.
7306 sayılı Kanun’a göre dava dilekçesine arabulucu tutanağı eklenmemiş olan davalar usulden reddedilecektir ve davanın bu şekilde usulden reddi üzerine iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilecektir. 7306 sayılı Kanun ayrıca arabulucuya başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımının durduğunu ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceğini düzenlemiştir. Ayrıca 7306 sayılı Kanun uyarınca, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları zorunlu arabuluculuk kurumundan muaf tutulmuştur.
7306 sayılı Kanun’la birlikte tarafların arabulucu listesinden ortak bir arabulucu belirleyebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak ortak bir seçimin olmaması durumunda başvuruyu arabuluculuk bürosunun belirleyeceği arabulucu inceler.
7306 sayılı Kanun’da ayrıca arabulucunun başvuruyu üç hafta içinde neticelendirmesi gerektiği, gerekli hallerde bir haftalık uzatım ile toplamda en fazla dört hafta içerisinde başvurunun sonuca bağlanacağı düzenlenmiştir.
Arabulucu faaliyeti neticesinde son tutanağı düzenleyerek derhal arabuluculuk bürosuna bildirimde bulunur. İlgili son tutanakta;
- Taraflara ulaşılamadığına,
- Taraflar katılmadığı için görüşme yapılamadığına,
- Yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varıldığı ya da varılamadığına
ilişkin hususlar ayrıntılı olarak kaleme alınır. Söz konusu tutanağın içeriği İş Mahkemesi’nde açılacak dava bakımından da büyük önem arz edecektir. Zira taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, toplantıya katılmayan taraf son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada haklı çıksa dahi yargılama giderinin tamamından sorumlu olur. Ayrıca toplantıya katılmamış bu taraf lehine vekalet ücretine de hükmedilemez. Her iki tarafın da toplantıya katılmaması halinde ise açılacak davada tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılacaktır.
Arabuluculuk faaliyeti neticesinde arabulucuya ödenecek ücret bakımından da 7306 sayılı Kanun düzenlemeler getirmiştir. Tarafların arabuluculuk faaliyetinde anlaşmaya varmaları halinde arabuluculuk ücreti Arabuluculuk Ücret Tarifesi’ne göre iki saatlik ücretten az olmamak kaydıyla taraflarca eşit olarak karşılanır; bu ücretin hangi taraf üzerinde kalacağının taraflarca kararlaştırılması da mümkündür.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması ya da iki saatten az süren görüşmeler sonucunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir.
7306 sayılı Kanun’un tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.