Yakın tarihte yayınlanmış olan bir kararında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi incelediği bir dosyada, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Davacının popüler bir arama motorunda kendisine ait marka ve/veya alan adı aratıldığında arama sonuçları arasında davalıya ait web sitesinin yer aldığını iddia ettiği davada, Yargıtay davaya mesnet delil tespiti dosyasında tanzim edilen bilirkişi raporunun ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yeterli olduğuna hükmetmiştir.
Davacı, davalının arama motorunda anahtar kelime olarak kendisine ait markayı kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğini, bu şekilde kendi web sitesini ziyaret ettirdiğini ve bu sayede satışta bulunmak suretiyle haksız rekabet yarattığını ve bu nedenle gelir kaybına uğradığını ileri sürerek, davalının marka hakkına vaki tecavüzlerinin tespitini ve tespit edilecek tecavüzlerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını talep etmiştir.
Davalı ise davacıya ait markaların anahtar kelime olarak listelerinde bulunmadığını iddia ederek, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme ihtiyati tedbire ilişkin yasal şartların gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, tedbir isteminin reddine karar vermiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı ilgili ihtiyati tedbire ilişkin kararı Yargıtay nezdinde temyiz etmiştir.
Yargıtay, delil tespiti dosyasında davacının markasının ilgili arama motorunda aratıldığında davalıya ait web sitesinin sonuçlar arasında yer aldığına ilişkin tanzim edilen bilirkişi raporunun 556 Sayılı KHK’nın 76. ve 77. maddeleriyle HMK’nın 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir koşullarının gerçekleştiğinin kabulü için yeterli olduğuna ve ilgili ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin Yerel Mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına hükmetmiştir. (Yarg. 11. HD. 30.04.2013, 2013/5646 E., 2013/8568 K.)