6737 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun (“Law”) 19/08/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanun kapsamında;
- kamu borçlarına taksitle ödeme imkânı getirilmesi,
- kamu borçlarına ilişkin ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi,
- vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması,
- işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi,
- bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına imkân sağlanması,
amaçlarıyla düzenlemeler yapılmıştır.
Kamu Alacaklarının Yapılandırılmasına İlişkin Düzenlemeler
Kanun ile Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, belediyeler ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait vergiler ve vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezaları, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer’i alacaklar yapılandırma kapsamına alınmıştır. Yapılandırmaya konu olacak alacaklar esas itibarıyla 30/6/2016 tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir.
Kesinleşmiş alacaklar: Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar bakımından öngörülen yapılandırma sistemi şu şekildedir:
- Vergi veya gümrük vergilerinin asıllarının tamamı ile bu asıllara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere/gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezalan/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilmektedir.
- Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş olan vergi cezalarının, 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş olan idari para cezalarının ise % 50’sinin ve bunlara bağlı gecikme zammı yerine, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi durumunda cezaların kalan % 50’si ile bu cezaların tamamına daha önce uygulanmış olan gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilmektedir.
- Ayrıca, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının da %30’u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi koşuluyla cezaların kalan %70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tahsilinden vazgeçilmektedir.
- İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan vergiler/gümrük vergileri için kesinleşmiş alacaklar için Kanun’dan yararlanmak istenmesi durumunda ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere/gümrük vergilerine ilişkin açılmış davaların yargıdaki aşamaları ödenecek tutarı etkilemeyecek ve beyan üzerine tahakkuk eden verginin/gümrük vergisinin tam olarak ödenmesi istenecektir.
- Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olup, Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla yargı karan ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar da Kanun hükümlerinden yararlandırılacak olup bu alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacak, alacakların vade tarihi olarak Kanun’un yayımlandığı tarih kabul edilecektir. Madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların diğer şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekmektedir.
Bu kapsamda borçları yapılandırılan borçluların belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisini, kurum (stopaj) vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Borçlular belirtilen bu vergi türlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen madde hükümlerinden yararlanamayacaklar ve ödeme şartım yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakları başka bir işleme gerek olmaksızın tahsil edilecektir.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar: Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan alacaklar bakımından öngörülen yapılandırma sistemi şu şekildedir:
- İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlan ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
- Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla ilgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatlan ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınacaktır.
- Sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin olarak dava açılmış olması halinde de uyuşmazlığın bulunduğu aşamaya göre ödenecek tutarın ne şekilde saptanacağı ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Bu kapsamda borçları yapılandırılan borçluların belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisini, kurum (stopaj) vergisini, katma değer vergisini ve özel tüketim vergisini ödeme zamanlarında ödemeleri beklenmektedir. Borçlular belirtilen bu vergi türlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen madde hükümlerinden yararlanamayacaklar ve ödeme şartım yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata göre belirlenen alacakları başka bir işleme gerek olmaksızın tahsil edilecektir.
Tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemleri: Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine matrah artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla devam edilecek olup bu kapsamda yer alan alacaklar bakımından öngörülen yapılandırma sistemi şu şekildedir:
- Tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devan edilecek olup bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin %50’si ile bunlara bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
- İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezalan vergi aslına bağlı olarak hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ile cezaya muhatap olan kişiler farklıdır. Bu nedenle bu fiiller için cezaya muhatap olanların madde hükmünden yararlanma şartları farklı bir şekilde belirlenmiştir.
- Kanun’un yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları da Kanun’da getirilen imkandan yararlanabilecektir.
- Aynı şekilde Kanun’un yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemlerinin yapılması ve maddede belirlenen tutarın, belirtilen süre içerisinde ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden faydalanılabilmesi mümkün olacaktır.
- Son olarak tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar açısından da bu imkandan yararlanmak mümkün olacaktır.
Mükelleflerin belirtilen bu imkanlardan faydalanabilmesi için ayrıca dava açmamaları da gerekmektedir. Diğer taraftan bu kapsamda getirilen imkandan yararlanan mükelleflerin, uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanması mümkün olmayacaktır.
Matrah Artırımına İlişkin Düzenlemeler
Kanun kapsamında mükelleflerce çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş ya da beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dâhilinde beyan edilmesi sağlanmaktadır. Matrah artırımında bulunan mükelleflerin beyan edecekleri ve üzerinden vergi hesaplanacak matrahlar için asgarî tutarlar belirlenmekte, daha önce zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş yahut ilgili yıllarda faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu faaliyetlerin ve gelirlerin vergi dairesinin bilgisi dışında bırakılmış olması nedeniyle matrah bulunmaması halleri ile mükellefler tarafından beyan edilen matrahlara uygulanan oranlar sonucu bulunan matrahlara alt sınır getirilmektedir.
Matrah veya vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin, defter ve belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan yergilerle ilgili olarak tarhiyat yapılmayacaktır. Mükelleflerin, defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olması ilgili yıllar için mükellefler tarafından matrah veya vergi artırımında bulunulmasına engel olmadığı gibi idarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
Kanun’a göre matrah veya vergi artırımında bulunulması Kanun’un yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine engel teşkil etmeyecektir. Ancak, vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin Kanun’un yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde bu işlemlere devam edilmeyecektir.
Vergi Usul Kanunu’nun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında belirtilen defter, kayıt ve belgelerin yok edilmesi veya defter sahifelerinin yok edilerek yerine başka yapraklar koyulması veya hiç yaprak koyulmaması veya belgelerin asıl veya suretlerinin tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenmesi fiillerini işleyenlerin, bu Kanunun matrah veya vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanamayacakları öngörülmektedir. Öte yandan, asıl veya suretleri tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlenen belgeleri kullananların, bu Kanunun matrah veya vergi artırımı hükümlerinden yararlanmasına engel bir husus bulunmamaktadır.
İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesine İlişkin Düzenlemeler
Kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınabilmesi için, işletmelerde mevcut olmasına rağmen kayıtlara yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır.
Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil) işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedeliyle, vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir.
Mükelleflerin ellerinde bulunan belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bundan böyle yaratılacak katma değer vergisinin kavranması amacıyla, bildirim konusu mallar için katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin, sorumlu sıfatıyla beyanı sağlanmaktadır. Bu çerçevede beyan edilen makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tâbi faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi mümkün değildir. Ancak emtia üzerinden ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilebilecektir.
Ayrıca özel tüketim vergisine tabi mallan öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan edebilmeleri mümkün olacaktır.
Varlıkların Türk Ekonomisine Kazandırılmasına İlişkin Düzenlemeler
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının, Türkiye’ye getirilmek suretiyle milli ekonomiye kazandırılması ve bu varlıklarım Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin bu varlıklarına serbestçe tasarruf edebilmelerine imkan sağlanmaktadır. Söz konusu varlıkların başkasının nam veya hesabına Türkiye’ye getirilmesi imkan dahilindedir. Yurtdışından getirilen bu varlıklar, işletmelerin kanuni defterlerine kaydedilebilecektir.
Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, kanuni defterlere kaydedilmesi sağlanmaktadır.
Öte yandan, bu kapsamda Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle, hiçbir şekilde herhangi bir vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, araştırma, inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmaması öngörülmektedir.
Kanun’un uygulanmasına ilişkin olarak başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler ortak nitelikte olmak üzere ayrıca düzenlenmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı Kanun’da yer alan düzenlenmelerin ve uygulamanın ayrıntılarını açıklamak üzere ayrıca Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği (SERİ NO:1) (23.06.2016 tarihli ve 29810 Mük. Sayılı Resmi Gazete) ile bir adet de Rehber yayımlamıştır.