Yargıtay 13.Hukuk Dairesi davacının dava konusu icra takibinden dolayı menfi tespit isteğine ilişkin olarak açtığı dava hakkında Yerel Mahkeme’nin kanuni süresi içerisinde delil sunulmadığı nedeniyle ispat yükü üzerinde olan davalının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle vermiş olduğu ret kararını bozmuştur. Yerel Mahkeme’nin 13.Hukuk Dairesi kararına karşı direnmesi neticesinde uyuşmazlık Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda (“YHGK”) çözümlenmiştir.

Somut olayda dava, icra takibinden dolayı menfi tespit talebi hakkındadır. Davacı, davalının kendisi aleyhine icra takibi başlattığını, borcunun bulunmadığını ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini Mahkeme’den talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini talep etmiştir. Yerel Mahkeme, ispat yükü kendisine düşen davalının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı, tanık deliline dayandığını, tanık dinleme talebinin Mahkeme tarafından reddedilerek, söz konusu kararın eksik inceleme ile yazılı şekilde tesis etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz etmiştir.

Her ne kadar Yargıtay ilgili kararın bozulmasına hükmetti ise de Yerel Mahkeme bozulan kararında direnmiş ve uyuşmazlık YHGK’ya taşınmıştır.

YGHK, dava konusunda ispat yükü davalıya ait olduğu ve davalının ön inceleme duruşmasında vaki olan tanık dinletme talebinin kanuni süreye riayet edilmediği hususunu dikkate alarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, Anayasa’nın 90. maddesi ve HMK’nın ilgili maddeleri kapsamında Yerel Mahkeme direnme kararına paralel olarak;

  • Usulüne uygun tebligata rağmen kanuni süresi içinde davaya cevap vermediği gibi herhangi bir delil de bildirmeyen davalının ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmesinin ve ön inceleme duruşmasından sonra da isim ve adreslerini bildirdiği tanıkların dinlenilmesinin mümkün olmadığı,
  • Dilekçelerin teatisi aşamasında herhangi bir delil bildirmeyen davacı veya davalıya ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmesi için yeni bir süre verilmesine imkân bulunmaması sebebiyle delillerin de kabulünün mümkün olmadığı,

Gerekçesi ile direnme kararını yerinde bulmuştur.

(Yarg. HGK. 23/01/2014, 2014/13-856 E. 2016/523K)