Anayasa Mahkemesi (“AYM”), 2024/232 sayılı 25 Aralık 2024 tarihli kararla (“Karar”), 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (“Kanun”) 10. maddesinin kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde idari yargı davasının bekletici mesele sayılmasına ilişkin 14 numaralı fıkrasını ve 14. maddesinin iptal ve maddi hataların düzeltilmesi davalarının sonuçlarının dava açmayanları etkilemeyeceğine yönelik 6 numaralı fıkrasını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Karar, 32854 sayılı ve 27 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. AYM’ye yapılan başvuruda, Kanun’un 10/14. ve 14/6. maddelerinin Anayasa’nın 13.,35. ve 36. maddelerine aykırılığı iddia edilmiştir. AYM, yaptığı değerlendirmede şu gerekçelere dayanmıştır:
Kanun’un 10/14. maddesinde düzenlenen kurala göre, kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin davada yürütmenin durdurulması kararının verilmemesi halinde hukuk mahkemesince yargılamaya devam edilerek kamulaştırma bedelinin tespitine ve taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi söz konusu olabilecektir. Kanun’un 10/8. maddesi uyarınca, hukuk mahkemesince verilen tescil hükmünün kesin olduğu ve 25/1. maddede de mülkiyetin mahkemece verilen tescil kararı ile idareye geçeceği belirtilmiştir. Bu durumda, kamulaştırma işleminin hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi halinde tespit ve tescil kararının hukuki dayanağının ortadan kalkmasına rağmen taşınmazın mülkiyeti idareye geçmiş olacaktır. Ayrıca, yürütmeyi durdurma kararının makul süre içinde verilmemesi veya yürütmeyi durdurma talebinin reddedilmesi halinde dava kabul edilmek suretiyle kamulaştırma işleminin iptal edilmesi de mümkündür. AYM tarafından, kuralda yürütmeyi durdurma kararı verilmesi hali dışında kamulaştırma sürecinin kesinleşmesinden önce kamulaştırma kararının hukuka uygunluğunun idari yargı mercilerince denetlenmesine yönelik olarak herhangi bir güvence öngörülmediğinden kuralın kamulaştırma kararına karşı etkili bir yargısal denetim yapılması imkanı tanımadığını belirtmiş ve kuralın mülkiyet hakkına yönelik ihlal iddialarının dile getirilmesinde gerekli ve yeterli mekanizmaları oluşturma yükümlülüğüyle bağdaşmadığı tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle kuralın, Anayasa’nın 35. ve 40. maddelerine aykırı olduğu tespit edilmiştir.
AYM, Kanun’un 14/6. maddesinde yer alan kuralın, yargı mercilerinin iptal kararıyla birlikte kamulaştırma işleminin kanuni dayanaktan yoksun hale geldiği tespit edilmesine rağmen, kamulaştırma kararının diğer maliklerin mülkü üzerinde sonuç doğurmaya devam etmesine neden olacağını, anayasal ve yasal koşulları sağlamadığı için iptal edilen kamulaştırma işlemini dava açmayan paydaşlar yönünden de geçerli olacağını belirtmiştir. Bu bakımdan, anayasal güvenceleri karşılamadığı gerekçesiyle iptal edilen kamulaştırma işleminin sonuç doğurmasına imkân tanıyan kuralla mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın anayasal bağlamda meşru bir amaca dayanmadığı tespit edilerek Kanun’un 14/6. maddesinde düzenlenen kural Anayasa’nın 13., 35. ve 46. maddelerine aykırı olması sebebiyle iptal edilmiştir. Kararın Etkileri ve Uygulanması Bu Karar ile Kanun’un 10/14. maddesinin “…kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun sonucuna göre işlem yapılır.” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Kanun’un 10. maddesinin 14. fıkrasının kalan kısmının 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43/4. maddesi gereği kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceğine dair hükmü gereği iptal edilmiştir. Kanun’un 14/6. maddesi Anayasa’ya aykırı olması sebebiyle iptal edilmiştir. Kararın tam metnine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. |