İçtihatları birleştirme kararına konu uyuşmazlık; tam yargı davalarında dava dilekçesi ile talep edilen miktarın yargılama sürecinde artırılması talebinde bulunulması halinde, artırılan kısma yönelik olarak hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususunda, Danıştay’ın farklı dairelerinin vermiş olduğu farklı yöndeki içtihatların birleştirilmesine ilişkindir. Karar ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) 16. maddesinin 4. fıkrasına dayanarak miktar artırımı yapılan davalarda faizin başlangıç tarihi ile ilgili çelişkilerin giderilmesi amaçlanmıştır. Danıştay İBK’ye göre faiz, uğranılan zararın bir unsurudur. Zarar gören kişi, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanmış olur. Tam tazmin ilkesi gereğince zarar, zararın doğduğu an derhal karşılansaydı zarar gören kişi hangi ekonomik durumda olacak idiyse, zararın sonradan tazmin edilmesi durumunda da o ekonomik durumda olmalıdır. Danıştay İBK’ye göre davacının dava açmaktaki iradesi başından itibaren gerçek zararının tazmini olup bu irade dava açarken belirsiz olan kısmı da kapsamaktadır. Bu nedenle, davanın açıldığı tarihten itibaren davacının asıl talebi, belirsiz olan kısım da dahil gerçek zararın tamamının tazmini olduğundan dava dilekçesiyle talep edilen miktara hangi tarihten itibaren faize hükmedilecekse, artırma talep edilen miktara da aynı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, tam yargı davalarında, miktar artırımında bulunulması halinde dava dilekçesinde talep edilen miktar için hangi tarihten itibaren faize hükmedilecekse, artırılan miktara da aynı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği yönünde içtihadın birleştirilmesine oyçokluğu ile karar verilmiştir. Danıştay İBK’nin 16 Nisan 2025 tarihli ve 32872 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 24 Ekim 2024 tarihli ve 2021/5 Esas ve 2024/2 Karar sayılı kararının tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz. |