Tarihsel olarak bakıldığında, Türkiye, yeniden satış fiyatının belirlenmesini (“YSFB”) açık-aleni (hardcore) dikey sınırlamalardan biri olarak karakterize eden rekabet hukuku rejimleri arasında yer almaktadır. Geçmişte, Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) YSFB tespit ettiği dosyalarda önemli sayılabilecek meblağlarda idari para cezalarına hükmettiği örneklere rastlamak mümkündür. Ancak, Kurul, son yıllarda YSFB’ye karşı yaklaşımında değişim sinyalleri vermekte ve konuya etki temelli yaklaşarak daha esnek bir duruş sergilemektedir. Kurul, son dönem kararlarında YSFB içeren dikey ilişkiler için doğrudan bir ihlal sonucuna ulaşmaktan ziyade bu ilişkiler için bile bireysel muafiyet analizinin yapılabileceğini belirtmeye başlamıştır.
YSFB, Türk hukukunda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 4. maddesi (mehaz mevzuat olan Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Anlaşma’nın (“ABİHA”) 101. maddesi ile benzerlik gösteren) altındaki sınırlama kapsamında değerlendirilmektedir. Kurul’un YSFB konusunda bugüne kadarki yaklaşımını gösteren birçok örnek bulmak mümkündür. Bu konudaki en güncel örnek, 2012 yılında tüketici elektroniği sektöründe faaliyet gösteren bir teşebbüs aleyhine yaklaşık 1 milyon TL tutarında idari para cezasına hükmettiği dosyadır.
Kurul her ne kadar YSFB için bireysel muafiyet analizi yapılabileceğini belirtmekteyse de henüz YSFB için bireysel muafiyet (ABİHA madde 101(3)’e benzer şekilde) tanımış olduğu bir örnek bulunmamaktadır. Buna rağmen, Kurul’un bireysel muafiyetin bir seçenek olabileceğini işaret etmesi dahi konunun Kurul tarafından daha farklı görülmeye başlandığına işaret etmektedir. Kurul yakın tarihli kararlarında, karara konu teşebbüslerin bazı uygulamalarının YSFB teşkil ettiğini tespit etmiş olmasına rağmen bu teşebbüsleri YSFB faaliyetlerinin durdurulması konusunda uyarmakla yetinmiştir. Kurul’u, bu kararlarda teşebbüslere uyarı yazıları göndermeye iten husus, YSFB’nin ilgili piyasalar üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğunun tespit edilmesidir.
Kurul’un Mars Sinema hakkındaki güncel kararı, Kurul’un değişen yaklaşımını gösteren zincirdeki son halkadır.
Mars Sinema Kararı (20 Kasım 2015, 15-41/682-243 sayılı)
Mars Sinema, Türkiye’deki en büyük sinema zincirlerinden biridir. Mars Sinema’nın iş modeli, Mars Sinema’nın kendi işlettiği sinemalar ve franchise anlaşmaları kapsamında işletilen sinemalar olmak üzere ikili bir yapıya sahiptir.
Kurul, Mars Sinema’nın franchise anlaşmaları ile bilet fiyatlarını ve sinemalarda sunulan kafe hizmetlerinin fiyatlarını tespit ettiğine yönelik olarak yapılan şikâyet üzerine ön araştırma yapmıştır. Yapılan yerinde incelemeler sonucunda elde edilen belgelerden Mars Sinema’nın birçok franchise anlaşmasının sona ermiş olduğu ve sadece iki anlaşmanın yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.
Franchise Alanların Durumu
Mars Sinema, franchise anlaşmalarının kontrol değişikliğine neden olduğunu ve bu nedenle sinema salonlarının kontrolünün (tek başına veya ortak kontrol) Mars Sinema’da olduğunu ve buna bağlı olarak da Mars Sinema ve muhatapları arasında bu sözleşmelere dayalı dikey ilişkinin mevcut olmadığını ileri sürmüştür.
Bu argüman karşısında Kurul, Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’a atıf yaparak franchise ilişkisinin niteliğini ortaya koymuştur. Buna göre; “Franchise anlaşmaları, malların veya hizmetlerin dağıtımında kullanılacak olan, özellikle marka, işaret gibi fikri haklarla ve know-how’la ilgili lisanslar içerirler. Fikri hak ve know-how lisanslarına ek olarak franchise veren genellikle sözleşme süresinde franchise alana ticari ve teknik yardım sağlar. Lisanslar ve yardımlar franchise paketinde iş metodunun tamamlayıcısı parçalarıdır. Bu unsurlar karşılığında franchise alan tarafından franchise verene bir franchise ücreti ödenir.”.
Bu açıklamalar ışığında, Kurul, karar konusu ilişki açısından Mars Sinema’nın franchise veren olarak nitelendirilmesine karar vermiştir. Zira, franchise anlaşmaları, ticari ve teknik yardıma ilişkin hükümler içermenin yanı sıra Mars Sinema’ya lisans ücreti ödemelerinin yapılmasını da öngörmektedir. Kurul ayrıca franchise anlaşmalarının, franchise sistemi ve katılımcıları üzerinde sistemin kalite düzeyini kalıcı kılmak adına kısmen kontrol gerektirdiğini kabul etmiştir.
Ayrıca Kurul, franchise alanların kendi sermayelerini kullanmakta olduklarına da (başka bir deyişle sinema salonlarına dair bütün yatırımlar franchise alanlar tarafından yapılmıştır) dikkat çekerek Mars Sinema’nın sinemalar üzerinde kontrolü olmadığına karar vermiştir. Bu karara varırken Kurul “Birleşme ve Devralma Sayılan Haller ve Kontrol Kavramı Hakkında Kılavuz”a atıfta bulunmuştur. Kılavuza göre: “Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde franchising anlaşmalarının normalde franchise verene, franchise alanın işi üzerinde kontrol sağlamadığı söylenebilecektir. Varlıkların esaslı kısmı franchise verene ait olsa dahi, franchise alan genellikle bu kaynakları kendi hesabına kullanmaktadır.”.
Bu sebeple, Kurul karara konu ilişkiyi bir dikey ilişki olarak nitelendirmiş ve 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında incelemiştir.
Dikey Kısıtlamalar
Kurul, karara konu ilişkiyi dikey ilişki olarak karakterize ettikten sonra bu ilişkide rekabeti kısıtlayıcı olabilecek hususları incelemeye geçmiştir. Bu kapsamda, Kurul’un, franchise anlaşmaları sayesinde franchise alanların sinema biletleri ve kafe hizmetleri için fiyatlarının ve promosyonlarının Mars Sinema tarafından belirlendiğine kanaat getirdiği görülmektedir. Karar metninden anlaşıldığı üzere, uygulamada Mars Sinema’nın kullandığı yazılım ile franchise alanların değiştirmesi mümkün olamayacak şekilde bilet ve kafe hizmetlerine ilişkin fiyatların sisteme yüklendiği anlaşılmaktadır.
Kararda Kurul, dikey fiyat kısıtlamalarının, marka içi rekabet üzerindeki olumsuz etkileri ve tedarikçiler arasında yatay işbirliğini kolaylaştırabilmesi gibi rekabete olumsuz etkileri olabileceğini belirtmiştir.
Bunların yanı sıra, Kurul, ayrıca dikey fiyat kısıtlamalarının tüketici refahını arttırabilecek potansiyel olumlu etkilerine de yer vermiştir:
- Rekabetçi bir pazar yapısında pazara yeni bir ürün sunulması durumunda yeniden satış fiyatı belirlenmesinin, ürünün pazarda yer edinmesi sürecinde dağıtıcıların ürünün tanıtımı ve satışına yönelik çalışmalarını teşvik ederek ürüne olan talebi arttırmak suretiyle tüketici faydası yaratabilmesi söz konusu olabilecektir.
- Yeniden satış fiyatı belirlenmesinin, bir franchise ya da tek bir dağıtım formatına dayanan benzeri bir dağıtım sisteminde uygulanacak kısa dönemli (2 ilâ 6 haftaya kadar) indirimli fiyat kampanyaları yoluyla tüketici faydası yaratabilmesi söz konusu olabilecektir.
- Yeniden satış fiyatı belirlenmesinin, (sağlayacağı ekstra marj dolayısıyla) perakendecileri satış öncesi ek hizmetler sunmaya teşvik ederek dağıtıcı seviyesinde bedavacılık sorununu engelleyerek tüketici faydası yaratabilmesi söz konusu olabilecektir.
Ancak Kurul, söz konusu dikey anlaşmaların bahsi geçen etkinlikleri doğurmaması sebebiyle Mars Sinema’ya bireysel muafiyet tanımamıştır.
Kurul, dikey sınırlamaların her bir somut olayda, farklı pazar dinamikleri göz önünde tutularak incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu kapsamda dikkate alınabilecek hususları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.
- İlgili piyasanın rekabetçi yapısı,
- Dikey sınırlamaların rekabete etkisi,
- Tedarikçi ve distribütörün piyasadaki konumları,
- Marka için rekabetin boyutu,
- Tedarikçi ve rakiplerinin piyasadaki konumları,
- Uygulamanın pazardaki yaygınlığı,
- Dikey sınırlamaların süresi.
Bu başlıkları ortaya koyduktan sonra Kurul, Mars Sinema’nın Türkiye’de 73 sinema salonu işlettiğini ve bunlardan sadece ikisinin franchise anlaşması ile işletildiğini belirtmiştir. Buradan hareketle, Mars Sinema’nın piyasa gücüne rağmen, franchise anlaşmaları portföyünün sadece küçük bir kısmını oluşturduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Bu doğrultuda Kurul, Mars Sinema’nın franchise anlaşmalarında görülen dikey fiyat sınırlamalarının sadece Ankara ve Antalya’da (franchise anlaşmasına konu olan sinema salonlarının bulunduğu yerler) 2014’ten beri etkili olduğuna vurgu yaparak kısıtlamaların piyasadaki etkilerinin çok sınırlı ve kısa olduğunu değerlendirmiştir.
Bütün bu değerlendirmelerin ardından Kurul, Mars Sinema’nın 90 gün içerisinde fiyat belirleme politikasını sonlandırması halinde, dikey fiyat sınırlamalarına ilişkin tam teşekküllü bir soruşturma başlatılmasına gerek olmadığına hükmetmiştir.
Sonuç
YSFB, karakteristik olarak Türkiye’deki hardcore dikey sınırlamalardan biri olarak görülmekteydi; ancak birçok modern rekabet hukuku otoritesi ile birlikte, Kurul dikey fiyat sınırlamalarına karşı daha etki odaklı bir yaklaşım benimsemekte olduğunun sinyallerini vermektedir. YSBF’ye ilişkin olarak halen hiçbir dosyada bireysel muafiyet tanınmışsa da güncel kararlar Türkiye’deki dikey fiyat sınırlamalarına karşı tutumun değişiminin habercisi olarak görülebilir.