Anayasa Mahkemesi, yakın bir zamanda, önceki tarihli bir mahkeme kararına ilişkin yasal dayanağın iptal edilmiş olmasının başvurucunun anayasal haklarını ihlal ettiği iddiasını değerlendirdi. Değerlendirme sonucunda Anayasa Mahkemesi, başvurucunun haklarının ihlal edilmediğine karar verdi. Söz konusu kararda, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geçmişe etkili olamayacağı ve önceki tarihli mahkeme kararının mülkiyet hakkının belirliliği gibi meşru bir amaca yönelik olarak verildiğine hükmedildi. Anayasa Mahkemesi ayıca, başvurucunun anayasal haklarını gecikmeli olarak ileri sürmesinin hakkaniyet gereği olarak mülkiyet hakkını kaybetmesine yol açtığını belirtti. Başvurucu, 1956 yılında babasından kendisine miras yoluyla taşınmazlar intikal ettiğini; ancak bu taşınmazlar üzerinde 1970’li yıllardan beri gecekondular (“Gecekondu”) inşa edildiğini ileri sürmüştür. Gecekondu sahipleri 2001 yılında olağanüstü zamanaşımı süresince taşınmazların zilyetliğini ellerinde bulundurdukları gerekçesiyle başvurucu aleyhine dava açmışlardır. Mahkeme, 2003 yılında, Gecekondu sahiplerinin başvurucunun mülkiyet hakkını ihlal etmediklerine hükmetmiştir.
4271 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. Maddesi uyarınca maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan ve yirmi yıl önce ölmüş veya hakkında gaiplik kararı verilmiş olan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Anayasa Mahkemesi, bu hükümden “ölmüş ya da…” ifadesini çıkartarak 2011 yılında hükmü kısmen iptal etmiştir.
Başvurucu, 2013 yılında, mahkemenin eski tarihli kararında kullandığı hukuki dayanağın kısmen iptal edilmiş olması nedeniyle mahkeme kararının mevcut kendisinin anayasal haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu ileri sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkına ancak kamu yararı nedeniyle ve kanunla sınırlama getirilebileceğini belirtmiştir. Bunun yanında, Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, devlete genel yarara uygun olarak “mülkiyetin kullanımını kontrol” yetkisi vermiştir.
Anayasa Mahkemesi, aşağıda yer verilen sebeplerle, 2011 yılında madde 713’ün kısmen iptal edilmiş olmasının başvurucunun mülkiyet hakkını ihlal etmediğine hükmetmiştir:
- Anayasa’nın 153. Maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları geçmişe etkili olamaz.
- 2003 tarihli mahkeme kararı, madde 713’te öngörülen zamanaşımı süresini uygulamak yoluyla mülkiyet hakkının belirliliğini sağlamak gibi meşru bir amaca hizmet etmektedir.
- Bir kişinin mülkiyet hakkının sınırlanması halinde, elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir denge gözetilmelidir. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun mirası devralma hakkını 46 yıl boyunca, gecekondu sahipleri aleyhine dava açma hakkını ise 26 yıl boyunca kullanmayarak Dava konusu taşınmazın mülkiyetini kaybetmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının gerektirdiği adil dengenin bozulmadığı sonucuna ulaşmıştır.
- Anayasa Mahkemesi’nin 10 Aralık 2015 tarihli ve 2013/604 başvuru numaralı kararı 29593 sayılı ve 14 Ocak 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi kararının tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.