Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”), itiraz üzerine verdiği yakın tarihli kararı ile şekil unsuru olarak AB Amblemi içeren bir marka başvurusunu reddetmiştir. Şekil unsurunun yanısıra baskın bir kelime unsuru da ihtiva eden itiraz konusu başvuru, 2015 yılının Temmuz ayında gerçekleştirilmiştir.
Kural olarak, Avrupa halklarının birliğini temsil eden şekilde, üzerinde on iki altın yıldızdan oluşan bir daire bulunan mavi zemin görünümündeki Amblem’in üçüncü kişilerce kullanımı, Avrupa Konseyi tarafından belirlenen koşullar dâhilinde olduğu sürece herhangi bir yazılı izne tabi değildir.
Amblem ve/veya Amblem’i oluşturan unsurlar, kullanımın ticari nitelik taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın aşağıda sayılan şartlar sağlandığı takdirde üçüncü kişilerce kullanılabilecektir.
- Kullanım hiçbir şekilde kullanıcı ile AB veya Avrupa Konseyi’nin herhangi bir kurumu, ofisi veya organı arasında bağlantı olduğu yönünde karışıklık yaratmamalıdır;
- Kullanım, kullanıcının AB veya Avrupa Konseyi’nin kurumu, ofisi veya organlarından onay, sponsorluk, destek aldığı yönünde yanlış izlenim oluşturmamalıdır;
- Kullanım AB veya Avrupa Konseyi’nin amaçları ve ilkeleri ile uyumlu olmayan hedefler veya faaliyetlerle bağlantılı olmamalıdır (amblemin kullanımı hakkında kurallar için linki ziyaret ediniz).
Bununla birlikte Konsey, Amblem’in üçüncü kişilerce marka başvuru ve tesciline konu edilmesine izin vermemektedir. Öte yandan re’sen ret nedenlerinden olan 556 sayılı KHK’nın 7/1(g) maddesi uyarınca (Paralel hükme SMK’da 5/1 (g)’de yer verilmiştir.) Paris Konvansiyonu’nun 6 mükerrer 2. maddesi kapsamında devlet amblemleri, resmi ayar damgaları ve devletlerarası teşkilatların amblemlerini havi marka başvurularının tescil edilmeyeceği öngörülmüştür.
Anılan kurallar doğrultusunda Avrupa Komisyonu söz konusu başvuruya karşı AB adına tescilli topluluk markalarına da atıfta bulunarak itiraz gerçekleştirmiştir. İlk inceleme neticesinde Kurum, markalar arası karıştırılma ihtimali olmadığı ve KHK’nın 7/1 (g) maddesinin de uygulanamayacağından bahisle itirazı reddetmiştir. İtirazın reddi üzerine dosya YİDK’ya intikal etmiştir.
YİDK, 2016 yılının Aralık ayında verdiği kararla, AB’nin Amblem üzerindeki gerçek hak sahipliğini gözeterek başvuruyu reddetmiştir. Kararda, markalar arası iltibas ihtimaline de atıfla, söz konusu Amblem’in başvuru sahibince bilinçi olarak, itibarından haksız yararlanma amacıyla tercih edildiği kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte AB’nin söz konusu Amblem’i havi tescilli Topluluk markalarına da değinilmiştir.
YİDK mezkur kararında, her ne kadar tek başına ret sebebi teşkil etse de sadece markanın KHK’nın 7/1 (g) maddesi doğrultusunda tescil edilebilirliğini dolaylı olarak incelemekle yetinmemiş, aynı zamanda markalar arası iltibas ihtimaline ilişkin değerlendirmede de bulunmuştur. Böylelikle ancak belirli koşullar dahilinde kullanılabilen AB Amblemi’nin marka korumasından da yararlanacağının altı çizilmiştir.