Anayasa Mahkemesi, 28.12.2016 tarih ve E. 2016/2, K. 2016/198 sayılı kararı ile çalışma hayatının gereksinimleri sonucu ortaya çıkan asıl işveren ile alt işveren ilişkisi içerisinde alt işverenin işçileri ile asıl işverenin işçilerinin hukuki durumlarının aynı olmaması nedeniyle alt işverenin işçilerinin asıl işveren ile imzalanan toplu iş sözleşmesinden doğan haklardan yararlanamaması durumunun eşitlik ilkesine aykırı olmadığına ve 4857 sayılı İş Kanunu Madde 2’nin 7. fıkrası ile 9. fıkranın (b) bendinin Anayasa’ya aykırılık teşkil etmediğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi aşağıdaki değerlendirmelerde bulunmuştur:

  • İş Kanunu uyarınca asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak, İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm işçi lehine getirilmiş olup, özellikle az sermayeli alt işverenlerin taraf oldukları toplu iş sözleşmesinden doğan işçilik alacaklarını ödeyemeyecek duruma düşmesi halinde, bu işin yapılmasında yararı bulunan asıl işverenin de sorumlu tutulması amaçlanmaktadır.
  • Öte yandan bu kural uyarınca, alt işverenin işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaları mümkün değildir. Söz konusu kural, asıl işverenin kamu tüzel kişiliği olması halinde de aynen geçerli olup alt işverenin işçilerinin kamu idarelerinde doğrudan çalışan işçiler için akdedilmiş olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaları mümkün değildir. Bu durum alt işverenin kendi işçileriyle işi gerçekleştirdiği yerin ayrı bir işyeri olarak kabul edilmesinin ve asıl işverenle alt işverenin işçileri arasında bir iş sözleşmesinin bulunmamasının bir sonucudur. Ancak alt işveren ile işçi sendikası arasında toplu iş sözleşmesi akdedilmiş ise alt işverenin işçisinin söz konusu toplu iş sözleşmesinden faydalanabilmesi mümkündür.
  • Bununla birlikte, İş Kanunu uyarınca asıl işveren sadece alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden alt işveren ile birlikte sorumlu hale gelmekte olup alt işverenin işçisi toplu iş sözleşmesinden faydalanabilmek için sendikaya üye olmak zorunda değildir. Zira sadece dayanışma aidatı ödeyerek veya işçi sendikasının muvafakatini alarak da toplu iş sözleşmesinden faydalanılabilir. Bu haliyle de, İş Kanunu Madde 2, çalışma hakkı ve sözleşme özgürlüğü ilkelerine aykırılık teşkil etmemektedir.
  • Son olarak, alt işverenin işçileri ile asıl işverenin işçilerinin hukuki durumları aynı değildir. Aynı şekilde asıl işverenin kamu işvereni olması halinde, kamu idaresinde çalışan alt işverenin işçileri ile kamu işverenin işçilerinin hukuki durumları aynı değildir. Dolayısıyla, farklı hukuki durumlarda bulunan kişiler hakkında farklı düzenlemeler yapılması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmemektedir.

Karar metninin tümüne bu linkten ulaşabilirsiniz.