İçeriğe Geç

Moroğlu Arseven, Türkiye’de kara para aklamanın önlenmesine ilişkin kuralların müvekkillerce anlaşılıp, yönetilmesine ilişkin destek verir, işletmelerin korunmasını sağlar. Şirketler, şüpheli faaliyetlerin tespiti ve raporlanması için sistemler oluşturmalı, bu sistemlerin işlerliğini ve sürekliliğini sağlamalıdır. Aksi halde ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalabilirler. Söz konusu sistemlerin oluşturulması ve uygulanmasının her aşamasında müvekkillere kapsamlı destek verilir. Cezai sorumluluk veya şirket yönetimi için katı yasal uyumluluk gerektiren, yüksek riskli ve sınırlar ötesine uzanan konularda da destek devam eder.

Uyumluluk programlarının geliştirilmesi ve denetlenmesi, personel eğitimleri, inceleme süreçlerinde para aklama risklerine ilişkin önerilerde bulunmak, varlıklara el konulması, bilgi uçurma olayları ile mücadele ve bunlara bağlı ortaya çıkan risklerin değerlendirilmesi, Moroğlu Arseven’in bu alandaki desteği arasındadır. Müvekkillere sunulan önerilerin kaynağı; rüşvet ve yolsuzluk ile mücadele konusundaki kapsamlı deneyimdir.

Türkiye son yıllarda, kara para aklamayla ilgili kanunların geliştirilmesinde önemli adımlar atmış, bunların tespiti ve mücadele süreçlerini güçlendirmiştir. Ülkemizde suç olarak ele alınan ilk para aklama olayı 1996 yılında meydana gelmiştir. İlgili mevzuat ve düzenleyici denetim mekanizmaları, yürürlüğe girmelerinden itibaren gerek kapsam gerekse de nitelik ve etkinlik bakımından gelişim göstermektedir.

Bu kapsamda, halk ve mali ve mali olmayan kuruluşlar çeşitli yükümlülüklere tabi tutulmuştur. Son zamanlarda yapılan değişikliklerle; narkotik ile ilişkili suçlar, silah ve eser kaçakçılığı, terör, sahtecilik ve insan kaçakçılığı ile çerçevesi genişlemiştir.

Bunlar arasında, sınır ötesi döviz kaçakçılığı veya banka transferlerinin yanı sıra gayrimenkul, altın ve lüks otomobiller gibi yüksek değerli malların iktisabı da bulunmaktadır.

Mali Suçlar Araştırma Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler, şüpheli işlemlerin ve Müşterini Tanı (=Know Your Customer) kurallarının yanı sıra işlem kayıtlarının muhafaza edilmesini de zorunlu kılar. Bu yönetmelikler bankalar ve sigorta şirketleri için geçerli olduğu gibi, varlık yönetimi şirketleri gibi banka olmayan çeşitli mali kuruluşlara da uygulanmaktadır.

İLGİLİ AVUKATLAR