Anayasa Mahkemesi, başvurucunun hatalı beyanı üzerine tahakkuk eden verginin düzeltilmesi talebine ilişkin başvuru ve dava sürelerinin ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen davanın süre yönünden reddedilmesi kararını adil yargılanma hakkının temel güvencelerinden birisi olan mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak nitelendirilmiştir.

İthal ettiği taşıtlar için 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu kapsamında bandrol ücreti ödemekle mükellef olan başvurucu, bandrol ücretini 28 Aralık 2012 tarihinde sehven hatalı hesaplayarak ödeme yapmıştır. Başvurucu 30 Nisan 2013 tarihinde hatasını fark edip fazladan ödenen 1.108.200 TL’nin iadesi talebiyle TRT Genel Müdürlüğüne (“TRT”) başvurmuş; ancak bu başvuruya olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemiştir. Bunun üzerine Başvurucu İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) 10. maddesine dayanarak zımnen ret işleminin iptali talebiyle 30 Aralık 2013 tarihinde İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

  1. maddenin ilgili kısmı:

“İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. …” şeklindedir.

İdare Mahkemesi, başvurucunun en son ödemenin yapıldığı 28 Aralık 2012 tarihinden itibaren, İYUK’un 11. maddesinde ön görülen 60 günlük süre içinde TRT’ye başvurmuş olması gerektiğinden bahisle süre yönünden davanın reddine karar vermiştir.

11. maddenin ilgili kısmı:
 “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. …” şeklindedir.

Başvurucu bu karara karşı temyiz ve karar düzeltme yollarına müracaat etmiş ancak talepleri Danıştay tarafından reddedilmiştir. Başvurucu bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Bireysel başvuruda uyuşmazlık, bandrol ücretinin iadesi talebiyle idareye yapılan başvurunun İYUK’un 11. maddesi kapsamında değerlendirilip davanın süre aşımından reddedilmesinin isabetli olup olmadığına ilişkindir.

Başvurucunun ihlal iddiaları, Anayasa’nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi bağlamında, adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatları incelendiğinde, mahkemeye erişim hakkının bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek olarak anlaşıldığı görülmektedir.

Anayasa Mahkemesi, ihlal kararına gerekçe olarak şu değerlendirmelerde bulunmuştur:

  • Mahkeme öncelikle İYUK’un 11. maddesinin tesis edilmesinin amacının idare tarafından yapılan hataların dava yoluna başvurulmasın gerek kalmadan idare tarafından düzeltilmesi olduğunu vurgulamıştır. Başvurucunun, idarenin bir hatasından değil kendi hatasından kaynaklanan bir hatanın düzeltilmesi isteminin bu madde kapsamında kalan bir düzeltme talebi olduğu noktasında ciddi kuşkular oluşturduğu değerlendirilmiştir.
  • Kararda, hukuki güvenlik ve istikrarın sağlanması meşru amaçlarıyla dava açma hakkının belli bir süreyle sınırlandırılmasının tek başına mahkemeye erişim hakkını ihlal etmese de ilk derece mahkemelerinin dava açma süresinin işlemeye başladığı anı yorumlarken sınırlamanın istisna olduğu ilkesi ışığında aşırı şekilcilikten kaçınmaları ve mümkün olduğu ölçüde dava açma hakkını muhafaza etme yönünde bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğine işaret edilmiştir.
  • İdarenin resen tesis ettiği işlemler gözetilerek getirilmiş bir kanun hükmünün, somut olaydaki gibi işlemin tesis edilmesi için idare yerine başvurucunun beyanın esas alındığı hallerde de doğrudan uygulanmasının işin mahiyetine uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Başvurucunun hatalı beyanda bulunduğu tarihten itibaren 60 gün gibi kısa bir süre içinde başvurmasını beklemenin gerçekçi olmadığı yorumunda bulunmuştur. Zira başvurucu hatasının farkında olsa zaten hatalı beyanda bulunmayacaktır. Böylesine daraltıcı bir yorum başvurucunun 60 günden sonra fark ettiği hatalarının düzeltilmesini imkânsız hale getirmektedir.
  • Mahkeme, İYUK’un 11. maddesindeki sürenin ödeme itibaren işletilmesi şeklindeki aşırı daraltıcı yorumun başvurucunun dava açma hakkına ölçüsüz bir müdahale olduğuna kanaat getirmiştir.

Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki değerlendirmeleri kapsamında, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.   

Anayasa Mahkemesi’nin 1 Ekim 2020 tarihli ve 31261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 22 Temmuz 2020 tarihli ve 2017/28013 başvuru numaralı kararının tam metnine bu bağlantıdan erişebilirsiniz.